Ülkemiz
gerçekten zor zamanlardan geçiyor. Öyle zor zamanlar ki, elini nereye atsan bir
sorun ve sıkıntıyla karşı karşıyasın. Her gün TV haberlerinde izlemiyoruz ki
bir soygun haberi görmeyelim. Ya bir market, ya bir iş yeri, ya bir ev… -Yine
bir haber bu kez dolandırıcılar iş başında. Ya yaşlı bir vatandaş
dolandırılmış, ya da yalnız başına yaşayan varlıklı bir insan. Her gün şahit
olduğumuz bir durum da trafik veya şehir magandaları. Elini kolunu sallayarak,
insanları darp ederek terör estiriyor ve hiçbir yaptırımda da bulunulamıyor.
-Sokakta her hangi bir vatandaşımıza saldırılıyor, gençler, kadınlar, hamileler
vs. darp ediliyor. -Hastanelerde sağlığımız için gece gündüz demeden büyük bir
özveri ile çalışan sağlıkçılarımıza saldırılıyor, darp ediliyor. Ne yazık ki
caydırıcı bir yaptırımı yok. Taşeron firma maarifetiyle hastanelerde çalışan
bir sekretarya elemanı doktora emreder nitelikte davranışlarda bulunabiliyor. Alkollü,
ya da maddeli araç kullanılıyor, insanlar trafik terörüyle hayattan
koparılıyor.
Okullarda öğrenciler öğretmenlerine saldırabiliyor, hakaret
edebiliyor, öğretmeni dinlemeyebiliyor, darp edebiliyor. Her hangi bir veli
ALO’ lu numaralarla öğretmenine tehdit unsuru oluşturabiliyor. -Havuz
sistemiyle, görev kaygısıyla çalışan idareciler makamlarını koruyabilme adına
personeline her türlü baskıyı uygulayabiliyor. -Tayin ve atama baskıları,
rotasyon söylentileri her dönem çalışanların korkulu rüyası olmaya devam
ediyor. Bu da başarıyı olumsuz etkiliyor. -En önemlisi de can güvenliğimiz
Allah’ a emanet. Eskiden mahalle bekçileri vardı, mal ce can güvenliğimizi
emanet ettiğimiz. En azından caydırıcıydılar. Onlar gitti güvenlik sorunu baş
gösterdi.
Gün geçmiyor ki bir polisimize ya da askerimize saldırılmasın.
Onlarca can alınmasın, onlarca hayal yıkılmasın, onlarca eve ateş düşmesin,
onlarca aile perişan olmasın, onlarca çocuk-bebek yetim kalmasın. Onlarca mal,
ev, araç, işyeri yakılıp yıkılmasın. -Mal ve can güvenliğimizi sağlayan
güvenlik güçlerimiz bile can güvenliği tehditi yaşıyor. Kendini koruyamaz hale
geldi. -Ahlaksızlık ve terör almış başını gidiyor. Özellikle de hiçbir suçu
günahı olmayan masum vatandaşlarımız hayattan kopuyor. -Gerçekte biz nereye
gidiyoruz? -Ülkemizin üzerindeki bu karabasan nedir? -Neden bu kadar can ve mal
bedeli ödüyoruz? -Neden, niçin, nasıl, ne gibi ve kime bedel ödüyoruz ya da
ödettiriliyoruz? -Bu cani emperyal canavarlar bizden ne istiyor. Neden bizim
insanlarımız bu canavarlara maşalık yapar?
Bu sorular karşılık bulur mu bilmem ama
ben hala soruyorum: ’’Nereye Gidiyoruz?’’
Yaşar GELER - Uz.Eğitimci-Yazar
www.mehmetaliarslan.name.tr